MENÜ ☰
Çocuk ve Genç » Çocuk Edebiyatı, Makale, Manşet » Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmen Adaylarının ‘Çocuk ve Gençlik Edebiyatı’ ile İlgili Farkındalık Düzeyleri
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmen Adaylarının ‘Çocuk ve Gençlik Edebiyatı’ ile İlgili Farkındalık Düzeyleri

Bu makale, 24-25 EKİM 2014 tarihlerinde Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Yazarları Birliği tarafından düzenlenen I. Uluslararası Çocuk Ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu’nda bildiri olarak sunulmuştur.

Yrd.Doç. Dr. Elif AKTAŞ
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türkçe Eğitimi Bölümü
Öğr.Gör. Miriam Zeliha STEBLER
Giresun Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türkçe Eğitimi Bölümü
Yrd.Doç.Dr. Serap UZUNER YURT
Erzincan Üniversitesi, Sağlık Hizmetleri MYO, Çocuk Gelişimi Programı

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMEN ADAYLARININ ‘ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI’ İLE İLGİLİ FARKINDALIK DÜZEYLERİ

ÖZET
Ana dili öğretiminde çocuk ve gençlik edebiyatı ürünleri önemli bir yere sahiptir. Bu anlamda ana dili öğretimini gerçekleştiren öğretmenler; çocuğun dilsel, bilişsel, duyuşsal ve sosyal gelişimleri hakkında bilgi sahibi olmanın yanında çocuk ve gençlik edebiyatı hakkında da yeterli bilgiyle donatılmalıdır. Öğrencilerin özellikle erken yaşlarda düzeyine uygun ve nitelikli edebî ürünlerle karşılaşması, okuma sevgisi ve alışkanlığının geliştirilmesinde önemli bir faktördür. Bu durumda öğretmenlerin ve öğretmen adaylarının çocuk ve gençlik edebiyatı ile ilgili bilgi ve tutumları önem kazanmaktadır. Bu araştırmanın amacı, 2013-2014 akademik yılı Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Pedagojik Formasyon programına devam eden Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni adaylarının çocuk ve gençlik edebiyatı ile ilgili farkındalık düzeylerini tespit etmek ve birtakım öneriler geliştirmektir. Bu doğrultuda, 57 öğretmen adayına dört sorudan oluşan yarı yapılandırılmış görüşme formu uygulanmıştır. Görüşme formundan elde edilen veriler, betimsel analiz yöntemi ile değerlendirilmiştir. Araştırmaya katılan öğretmen adayları, çocuk ve gençlik edebiyatı ürünlerinin, öğrencilerin dilsel ve bilişsel gelişimlerinde önemli bir etkisi olduğunu ifade etmişlerdir. Ancak öğretmen adaylarının nitelikli çocuk ve gençlik edebiyatı ürünlerinde bulunması gereken özellikleri ve bu özelliklere sahip eserleri yeterince bilmedikleri bir eksiklik olarak tespit edilmiştir. Bu durumda özellikle ortaöğretim kurumlarına öğretmen yetiştiren Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi bölümlerinde gençlik ve çocuk edebiyatı derslerinin zorunlu birer ders olarak lisans programına dâhil edilmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Çocuk ve gençlik edebiyatı, Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni adayları, farkındalık düzeyi.

GİRİŞ
“Çocuk edebiyatı, erken çocukluk döneminden başlayıp ergenlik dönemini de kapsayan bir yaşam evresinde, çocukların dil gelişimi ve anlama düzeylerine uygun olarak duygu ve düşünce dünyalarını sanatsal niteliği olan dilsel ve görsel iletilerle zenginleştiren, beğeni düzeylerini yükselten ürünlerin genel adı” olarak tanımlanmaktadır (Sever, 2003: 9). Oğuzkan’a göre ise çocuk edebiyatı 2-14 yaşları arasındaki kimselerin yazın ihtiyacını karşılayan bir kavramdır, çocukluk çağındaki kimselerin hayal, duygu ve düşüncelerine yönelik eserleri kapsar (2006: 3). Dursunoğlu (2007: 32)’na göre ise çocuk edebiyatı, çocuğun dil gelişimine katkıda bulunan, onların edebî ihtiyaçlarını karşılayan, çocuklara özgü yaratılmış bir edebiyattır. Buna karşın gençlik edebiyatı “gençlik çağında okunan kitapların tümü” ya da “gençler için yazılan aynı zamanda yetişkinler tarafından okunan ve hatta gençler tarafından yazılan edebiyat” olarak tanımlanmaktadır (Özyer, 2007: 486).
İlgili alanyazındaki tanımlar incelendiğinde çocuk edebiyatı ile ilgili eserlerde “çocuğa görelik” “çocuk için” ve “çocuk duyarlılığı” ilkelerine vurgu yapıldığı dikkat çekmektedir. Çocuk edebiyatı denildiğinde “çocuğun hayal gücüne seslenen, onun rahatça ve zevk anlayabileceği dili ve anlatımı kendinde barındıran, onun ilgi duyabileceği konuları işleyen, onu duygu ve düşünce yönünden besleyen, olay örgüsünün karmaşık olmadığı eserler” akla gelmektedir (Dursunoğlu, 2011: 32).
Çocukluk ve gençlik dönemi; bir büyüme, gelişme ve olgunlaşma dönemidir. Bu yönüyle çocuk ve gençler için hazırlanan edebi eserlerin eğitici ve öğretici değerleri bünyesinde taşıması oldukça önemlidir.
Çocuk ve gençlik edebiyatı kavramından anlaşılması gereken şey ise hem çocuk hem de gençler için üretilen edebiyat metinleri ile edebiyat ürünü olan sözlü, yazılı eserler ve görsellerdir. Bu iki kavram da kendi aralarında yaş ve gelişim evrelerine göre okulöncesi çocuk edebiyatı (0–6) ve çocuk edebiyatı (7–12/13) ile ilk gençlik edebiyatı (12/13– 17/18) ve gençlik edebiyatı (18–25/30) şeklinde ikiye ayrılmaktadır (Gültekin, Çiftçi, Yetim, 2012: 209). Özyer ise gençlik edebiyatının 13-18 yaş arası bireyleri kapsayan bir edebiyat olduğunu vurgulamaktadır (2007: 486).
Gençlik yaşının hangi yaş sınırları içinde olduğu, ülkelere göre değişiklik göstermektedir. UNESCO’nun gençlik çağı için koyduğu sınır, ortalama 15-24 yaşları arasında olmasına rağmen, bu sınırı 10-25 yaş arasında gösteren ülkeler de vardır. Bu farklılığın en büyük nedeni, gencin içinde bulunduğu ülkenin coğrafi yapısı, yetiştiği toplumun ve ailesinin sosyo-ekonomik ve kültürel yapısı, kız veya erkek oluşu; akıl ve mesleki durumunun çeşitliliğidir Özyer, 1987: 247). Genel olarak ele alındığında gençlik edebiyatı, “gençlik çağında okunan eserlerin; özellikle gençliğin zevk aldığı konuları kapsayan eserlerin tümü; salt gençlik için yazılan edebiyat ve genç kuşağın beğeniyle okuduğu çeşitli metinleri içeren edebiyat türü” şeklinde tanımlanmaktadır (Özyer, 1994: 52).
Gençlik edebiyatı, dünyada ve Türkiye’de son yıllarda gelişim gösteren alanlardan biridir. Çocukluktan yetişkinliğe geçen bireyin duygu ve düşünce dünyasında birtakım farklılıklar meydana gelir. Gençlik edebiyatı, bu farklılıkları gözeten ve gencin gelişimine katkı sağlayan bir edebiyattır. Aynı zamanda bu edebiyattan genç insanları eğitmede ve gençlik döneminde yaşanan sorunları çözmede faydalanılması da mümkündür. Bunun yolu ise çocuk ve gençlik edebiyatını bilen ve bu kapsama giren edebî eserleri tanıyan, ayırt eden ayrıca okuma sevgisi ve alışkanlığı kazanmış olan eğitimcilerin yetişmesine bağlıdır. Okuma alışkanlığına sahip olmayan bir öğretmenin, öğrencisine bu alışkanlığı kazandırması mümkün değildir. Dolayısıyla model konumunda olan öğretmen adaylarının çocuk ve gençlik edebiyatı ürünlerinden haberdar olması son derece önemli bir yeterliliktir.
Eğitimcilerin ve ebeveynlerin kitap seçimi konusundaki duyarlılıkları ve gösterdikleri özen yaratıcı, girişken ve duyarlı nesillerin yetişmesine olanak sağlayacaktır. Çocuk ve gence göre hazırlanmış edebî değeri olan yapıtlar, onları hayata hazırlamada ve eğitmede yadsınamaz öneme sahip materyallerdir. Okuma kaynaklarının çok yönlü olarak arttığı günümüzde nitelikli eserler seçebilmek bir ihtiyaç hâlini almıştır. Bu bakımdan gençleri yetiştiren öğretmenlerin gençlik edebiyatını benimsemeleri ve titizlikle takip etmeleri gerekmektedir. Çünkü çocuk ve gençlik edebiyatı ürünleri düşünen, eleştiren, okuma sevgisi ve okuma kültürü kazanmış, dil bilinci edinmiş, sanat eğitimi ile donanmış bireyler yetiştirmeyi hedefler.
2005 yılında MEB tarafından ilk ve ortaöğretim öğrencileri için hazırlanan ‘100 Temel Eser’ listesi kapsamındaki kitapların da artık ihtiyaca cevap vermediğini ve bir an önce güncellenmesi gerektiğini söylemek mümkündür. Nitekim Mustafa Ruhi Şirin, bu liste içerisinde yer alan yerli kitapların hiçbirinin okumayı öğreten ve sevdiren nitelikte olmadığını; dünya edebiyatından seçilen kitapların ise asıl metnin anlam ve içerik kurgusunu bozarak hazırlandığını dile getirmektedir. Bu nedenlerle Şirin’e göre ‘100 Temel Eser’ listesi çocuk/gençlik edebiyatı birikimi dikkate alınarak hazırlanmamıştır. Bu da eğitimciler ve ebeveynler için olumsuz bir durumdur (2007: 98).

ARAŞTIRMANIN AMACI
Bu araştırma, Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni adaylarının çocuk ve gençlik edebiyatı ile ilgili farkındalık düzeylerini betimlemeyi amaçlamaktadır. Araştırmada öğretmen adaylarının çocuk ve gençlik edebiyatı ürünlerinde bulunması gereken özellikleri bilip bilmediklerini, çocuk/gençlik edebiyatı ürünlerinin eğitsel niteliklerine yönelik farkındalıklarının oluşup oluşmadığını ve bu kapsama giren eserleri/edebiyatçıları tanıyıp tanımadıklarının ortaya konması amaçlanmaktadır.

ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ
Türk Dili ve Edebiyatı öğretmen adaylarının çocuk ve gençlik edebiyatı hakkındaki farkındalık düzeylerini belirlemeye yönelik bu araştırmada 2013-2014 akademik yılı Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Pedagojik Formasyon programı öğrencileri (n=57) araştırmanın çalışma grubu olarak belirlenmiştir. Veri toplama aracı olarak dört sorudan oluşan görüşme formu kullanılmıştır. Sorulara verilen yanıtların çözümlenmesiyle elde edilen nitel veriler, betimsel analiz yöntemi ile çözümlenmiştir.
Görüşme formunun hazırlanmasında öncelikle ilgili literatür taranmış ve konuyla ilgili uzman görüşleri alınmıştır. Böylelikle son şekli verilen görüşme formunda araştırmanın amacına yönelik 4 soru yer almaktadır. Bu sorular şunlardır: 1. Çocuk ve gençlik edebiyatı terimlerinden ne anlıyorsunuz? Kısaca açıklayınız. 2. Size “Çocuk ve gençlik edebiyatı yoktur.” diyen bir akademisyene cevabınız ne olurdu? 3. Öğrencilerinize tavsiye edebileceğiniz 3 adet kitap ismi söyler misiniz? 4. Öğrencilerinize tavsiye edebileceğiniz kitaplarda biçimsel ve içerik açısından hangi özellikler ararsınız?
Araştırmacılar tarafından, çalışma grubunda yer alan öğretmen adaylarıyla ön görüşmeler yapılmış ve araştırmanın amacı anlatılmıştır. Daha sonra, araştırmacılar tarafından hazırlanan veri formundaki sorular öğretmen adaylarına sorulmuş ve onların görüşleri alınmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşme formu ile elde edilen veriler, betimsel analiz yöntemiyle çözümlenmiştir. Değerlendirme birimi olarak ‘cümle’ esas alınmıştır. Betimsel analizde “veriler, daha önceden belirlenen temalara göre özetlenir ve yorumlanır. Ayrıca görüşülen ya da gözlenen bireylerin görüşlerini çarpıcı bir biçimde yansıtmak amacıyla doğrudan alıntılara sık sık yer verilir. Bu analiz yönteminin kullanımıyla amaç, elde edilmiş bulguları düzenlenmiş ve yorumlanmış bir biçimde okuyucuya sunmaktır. Bu bağlamda elde edilen veriler, önce sistematik ve açık bir biçimde betimlenir. Sonrasında yapılan bu betimlemeler açıklanır ve yorumlanır, neden-sonuç ilişkileri irdelenir ve birtakım sonuçlara ulaşılır.” (Yıldırım ve Şimşek, 2008: 224).

BULGULAR VE YORUM
Araştırmada Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni adaylarının çocuk ve gençlik edebiyatı hakkındaki görüşlerini belirlemek amacıyla ilk olarak “Size göre çocuk ve gençlik edebiyatı nedir?” sorusu yöneltilmiştir.
Öğretmen adaylarının tanımları incelendiğinde aşağıdaki kavramlara vurgu yapıldığı görülmektedir. Parantez içindeki sayılar, ifadelerin tekrar etme sıklığını göstermektedir.
Öğrencilerin gelişimsel özelliklerine (bilişsel, fiziksel, duyuşsal, yaş dönemi vb.) uygun olma (15), bilişsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlama (14), ahlak dersi/öğüt verme (14), onları yetişkinliğe ve hayata hazırlama (14), eğitme ve bilgilendirme (13), uygun bir dil kullanma (13), okuma sevgisi ve alışkanlığı kazandırma (10), ilgi ve ihtiyaçlarını dikkate alma (9), millî ve evrensel değerleri iletme (8), hayal gücünü zenginleştirme (5), edebî zevk aşılama (5), onların duygu ve düşünce evrenine hitap etme (4), onların sorunlarını dile getirme (1).
Tanımlar incelendiğinde öğretmen adaylarının çocuk ve gençlik edebiyatı ürünlerinin öncelikle eğiticilik ve ahlak dersi verme gibi iki temel işleve sahip olması gerektiğini vurguladıkları görülmektedir. Literatürdeki tanımlar incelendiğinde de özellikle çocuk edebiyatının eğiticilik vasfının ön plana çıkarıldığı görülmektedir. Nitekim Şimşek’e göre çocuk edebiyatı, eğitici yönüyle ön planda olan bir edebiyattır. Doğrudan doğruya çocuğu eğitmek ve ona hayata dair birtakım öğütler vermek için vücuda getirilmese de, çocukta olumlu etki ve izlenimler bırakmayı hedefler. Duyuş, seziş ve davranış yönünden olumlu değişmelere olanak sağlar. Ayrıca çocuğun dil gelişiminde, hayal gücünün ve yaratıcı düşünme yeteneğinin gelişmesinde önemli bir rol oynar (2004: 30).
Bunun yanı sıra öğretmen adaylarının yanıtlarında; çocuk edebiyatı eserlerinin çocuk duyarlığıyla örülmüş, çocuk düzeyine uygun bir dille kaleme alınmış eserler olması gerektiği vurgulanmaktadır. Duyarlığın doğallığı, dilin güzelliği, metnin sağlamlığı, konunun çocuğa göreliği, kurgunun çekiciliği ve serüvenin akıcılığı çocuk edebiyatı ürünlerinin en belirgin özelliğidir (Şimşek 2004: 31; Oğuzkan, 2010: 6-8).
Öğretmen adaylarının vurguladığı özelliklerden biri de çocuk/gençlik edebiyatı eserleri vasıtasıyla öğrencilere okuma zevki ve alışkanlığı kazandırmaktır. Sever’e göre de çocuk ve gençlik edebiyatının temel işlevi, küçük yaşlardan başlayarak çocuk ve gençlere okuma sevgisi kazandırmak ve onlarda okuma kültürünün oluşmasını sağlamaktır. İnsana, yaşamı, doğayı, diğer insanları ve dolayısıyla da kendini tanıtan çocuk ve gençlik edebiyatı, istendik özelliklere sahip bireylerin yetişmesinde de önemli bir rol oynamaktadır (2008: 63).
Öğretmen adaylarının görüşlerini yansıtan bazı örnekler aşağıda verilmiştir:
“Çocuk edebiyatı: 15 yaş altı çocuklar için konu, karakter ve dil bakımından seviyelerine uygun bir şekilde oluşturulan edebiyattır.
Gençlik edebiyatı: 18-25 yaş aralığına hitap eden, öğrencileri hayata hazırlayan daha gerçekçi bir edebiyattır.” (Ö1).
“Çocuk edebiyatı: 6-12 yaş arası öğrencilere hitap eden ve öğrencilerin zihinsel gelişimine etki eden bir edebiyat türüdür.
Gençlik edebiyatı: 12-18 yaş grubu kişileri etkileyen ve onlara toplumsal bilinci aşılayan bir edebiyat türüdür.” (Ö2).
“Çocuk edebiyatı: Belli bir yaş grubundaki kişileri kapsayan ve onların okuma alışkanlığı kazanmasını sağlayan edebiyattır.
Gençlik edebiyatı: Genç insanlara hitap eden ve onlarda okuma alışkanlığı kazandıran edebiyattır.” (Ö3).
“Çocuk edebiyatı: İlkokul çağındaki öğrencilere hitap eden, onların kişisel gelişimini destekleyen, yaşadıkları toplumun örf ve adetlerini benimsemesini sağlayan edebiyattır.
Gençlik edebiyatı: Lise çağındaki bireylerin karakter gelişimini destekleyen edebiyattır.” (Ö4).
“Çocuk edebiyatı: Öğrencilere daha çok karakter kazandırma amacında olan, olumlu mesajlar veren, toplum yararına olan, açık, sade ve anlaşılır bir üslûpla örüntülenmiş edebiyattır.
Gençlik edebiyatı: Öğrencilerde var olan hazırbulunuşluğu etkilemek, değiştirmek, geliştirmek adına duygulara hitap eden eğitici, öğretici ve eğlendirici edebiyattır.” (Ö5).
“Çocuk edebiyatı: Aileden aldığı eğitimden sonra sosyal bir çevreyle etkileşimi artan çocuk için, eğitsel ve öğretimsel açıdan iyi davranış kazanması, davranışlarını geliştirmesi için hazırlanmış bir edebiyat koludur.
Gençlik edebiyatı: Gelişim süreçleri ve sosyal etkileşim süreci hızlanmış olan bireylerin davranışlarına ve hayal dünyalarına hitap eden edebiyat dalıdır.” (Ö25).
“Çocuk edebiyatı: çocukların yaş ve seviyelerine uygun, onlara derslerinde ve günlük hayatında konuşma, yazma ve anlama becerilerini geliştirecek düzeyde bilgi ve becerileri kapsayan edebiyattır.
Gençlik edebiyatı: Genç gruba hitap eden ve onun da günlük hayatına hitap eden edebiyattır. (Ö43).
“Çocuk edebiyatı: Çocukların psikolojik, akademik ve sosyal gelişimine uygun, onların pedagojik gelişimine katkı sağlayan edebiyattır.
Gençlik edebiyatı: Yaş grubu olarak lise çağındaki öğrencilere hitap eden, onların seviyelerine uygun eserlerdir.” (Ö33).
“Çocuk edebiyatı denince aklıma daha çok Ömer Seyfettin geliyor. Onun eserleri çocukluk döneminde öğrencilerin hayal güçlerini olumlu yönde etkileyen ilk gözağrımızdır.
Gençlik edebiyatı; fantastik, romantik, polisiye ve daha farklı türlerden gençlerin seçerek okuduğu edebî eserlere denir.” (Ö29).
“Çocuk edebiyatı, 0-15 yaş arası bireylerin duygularına yönelik eserlerdir.
Gençlik edebiyatı, 15-20 yaş arası bireylerin duygularına yönelik eserlerdir.” (Ö45).
“Çocuk edebiyatı; çocukların gelişimine uygun, onlara birtakım önemli değerleri kazandırmaya yönelik ve çocuklara okuma sevgisi kazandıran eserlerden oluşan edebiyattır.
Gençlik edebiyatı, genç bireylerin ilgi alanına yönelik ve onlara birtakım değerler kazandıran eserlerdir.” (Ö39).
“Çocuk edebiyatı, çocukların yaşlarına göre oluşturulan, onların hayatı algılamalarını, birtakım dersler çıkarmalarını sağlayacak şiirler, hikâyeler, masallar, bilmeceler, tekerlemelerdir.
Gençlik edebiyatı; gençlere uygun, onlara yeni ufuklar açabilecek, onların ruhsal durumlarını olumsuz yönde etkilemeyecek eserlerin bütünüdür.” (Ö23).
Öğrencilerin çocuk ve gençlik edebiyatıyla ilgili verdikleri tanımlar, genel olarak literatürdeki tanımlara uymaktadır. Ancak tanımlarda, öğretmen adaylarının özellikle yaş grubu ile ilgili yaptıkları bazı sınırlamalardaki farklılık dikkat çekmektedir. Çocuk edebiyatının hitap ettiği kitle, okul öncesi ve ilköğretime devam eden 2-14 yaş arasındaki öğrencileri kapsamaktadır (Oğuzkan, 2010: 3,4). Nitekim Sever, çocuk edebiyatını “Erken çocukluk döneminden başlayıp ergenlik dönemini de kapsayan bir dönemde, çocukların dil gelişimi, anlama düzeylerine uygun olarak duygu ve düşünce dünyalarını zenginleştiren, edebi zevklerini yükselten ürünler” şeklinde tanımlamaktadır (2007: 9). Şimşek ise çocuk edebiyatının öncelikli hedef kitlesinin 2-15 yaş aralığındaki çocuklar olduğunu belirtmektedir (2011: 39).
Gençlik dönemi ise çocuklukla erişkinlik arasında yer alan gelişme, ruhsal olgunlaşma ve yaşama hazırlık dönemidir. Gençlik çağının hangi yaş sınırları içinde olduğu ülkelere göre farklılıklar göstermektedir. Bunda ülkelerin iklim şartlarının ergenliğin başlangıcını etkilemesi kadar ülkelerin sosyo-ekonomik ve kültürel yapısının da rolü vardır. Türkiye’de gençlik yaşı kalkınma planlarında 12-24 yaş olarak kabul edilmektedir (Zengin, 2011: 982). Gençlik edebiyatı ise, insan ömrünün ilk gençlik olarak nitelendirilen 13-18 yaş arasına tekabül eden bir dönem edebiyatı olarak kabul edilmektedir. Bunun yanı sıra çocuk edebiyatı kavramı, gençlik edebiyatını da içine alan bir kavramdır.
Türk dili ve edebiyatı öğretmen adaylarının “Size ‘çocuk ve gençlik edebiyatı yoktur.’ diyen bir akademisyene cevabınız ne olurdu?” sorusuna verdikleri yanıtlar değerlendirildiğinde öğretmen adaylarının %95’inin çocuk ve gençlik edebiyatının varlığını kabul ettiklerini görülmektedir.
Öğretmen adaylarının görüşlerinden bazı örnekler aşağıda verilmiştir:
“Çocukların ve gençlerin de kendi seviyelerine uygun edebî eserlerden faydalanması gerekmektedir. Her gelişim dönemine ait bir edebî zevk vardır.” (Ö42).
“Alanlarına göre farklı edebiyat türleri mevcuttur. Kişideki duyuşsal ve bilişsel yeterlilik zamanla mesafeler kateder. Her edebî tür, her yaş grubuna uygun olmayabilir.” (Ö25).
“Hayır vardır. Her insan aynı yaşta ve aynı düzeyde değildir. Edebiyat, her yaşa ve her seviyeye hitap etme gücüne sahiptir. Bu yüzden her yaşın edebiyatı ayrıdır. Çocuk ve gençlerin eğitiminde, onlara belirli değerlerin kazandırılmasında edebiyatın yeri büyüktür. (Ö44).
“Çocuk ve gençlik edebiyatının olmaması mümkün değildir. Zira her yaş grubuna hitap eden kitaplar, şiirler ve eserler farklı özelliklere sahiptir. Bir çocuktan yetişkinler gibi kitap okumasını bekleyemeyeceğimize göre çocuk ve gençlik edebiyatının varlığı zorunlu bir ihtiyaçtır.” (Ö46).
“Çocukların ve gençlerin hayata bakışlarıyla yetişkinlerinki farklıdır. Elbette ki onlara özel bir edebiyat anlayışı geliştirilmiş ve çeşitli eserler ortaya konmuştur.” (Ö48).
“Her yaş döneminin biyolojik, psikolojik ve fiziksel özellikleri birbirinden farklıdır. Bu yüzden çocuk ve gençlik edebiyatı vardır ve mutlaka olmalıdır.” (Ö50).
“ ‘Çocuk ve gençlik edebiyatı yoktur.’ Diyen biri çocukların ve gençlerin beklentilerini yok saymaktadır. Edebiyat sadece yetişkinlere hitap eden sınırlı bir sanat değildir.” (Ö39).
“Edebiyat her yaşta ve her düzeyde vardır. Eğer çocuk ve gençlik edebiyatı olmasaydı bütün bireyler aynı kitapları okur, aynı şeyi anlar, aynı şeyden zevk alırlardı. İnsanlar, farklı gelişim dönemlerinde farklı şeylere ilgi duyar ve bu ilgiye göre farklı eserler okunur.” (Ö7).
“ ‘Çocuk ve gençlik edebiyatı yoktur.’ Demek çocuk ve gençler kitap okumasın demektir. Bunun da kabul edilebilir bir yanı olmadığına göre çocuk ve genlik edebiyatı vardır demektir.” (Ö13).
“Her yaş grubunun algısı, hazırbulunuşluğu, ilgisi ve beklentileri farklıdır. Bir lise öğrencisiyle ilkokul öğrencisi bir olamaz. Bu yüzden çocuk ve gençlik edebiyatı diye bir ayrım olmalıdır.” (Ö37).
“Edebiyat edep kökünden gelmektedir. Edep ise ahlaklı ve erdemli olmayı kapsayan bir özelliktir. Dolayısıyla çocukları ve gençleri bu yönde eğitmek için küçük yaşlarda edebî eserlerden faydalanılmalıdır.” (Ö31).
Öğretmen adaylarının %5’i ise çocuk ve gençlik edebiyatının, edebiyattan ayrı düşünülmesinin çok da doğru bir yaklaşım olmadığı konusunda görüş belirtmişlerdir. Öğretmen adaylarının bu konu hakkındaki görüşleri aşağıda belirtilmiştir:
“Edebî niteliğe sahip olan bir eserin yaş ve sınıflara göre tasnif edilmesi doğru olmayabilir. Bu tasnif ‘yaşlı edebiyatı’ ya da ‘yetişkin edebiyatı’ gibi başka bir sınıflandırmayı da beraberinde getirir ki bu da çok doğru bir yaklaşım olmaz.” (Ö28).
“Edebî eserleri yaşa göre ayırmanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Çocuk edebiyatına ait eserleri diğer dönemlere mensup bireyler de okuyabilir.” (Ö34).
“Bugüne değin çocuk ve gençlik edebiyatının yeterince gelişmediği ve bir bütünlük oluşturmadığı doğru olmakla beraber, çocuk ve gençlik edebiyatının tamamen yok sayılmasının da yanlış olduğunu belirtmek isterim.” (Ö 27).
Türk dili ve edebiyatı öğretmen adayları “Öğrencilerinize tavsiye edebileceğiniz eser isimleri nelerdir?” sorusuna aşağıda belirtilen yanıtları vermişlerdir:
Çocuk edebiyatı: Ömer Seyfettin’in tüm öyküleri, La Fontaine masalları, Pinokyo, Polyanna, Kibritçi Kız, Andersen Masalları, Çocuk Kalbi (Edmonde de Amicis), Dede Korkut Hikâyeleri, Küçük Prens (Saint Exupery), Keloğlan Masalları, Çalıkuşu, Acımak (R. Nuri Güntekin), Nasrettin Hoca Fıkraları, Sait Faik Abasıyanık’tan Hikâyeler, Beyaz Diş (Jack London), Oliwer Twist (Charles Dickens), Ömer’in Çocukluğu (Muallim Naci), Pal Sokağı Çocukları (French Molnar), Sefiller (Victor Hugo), Şeker Portakalı (Jose Mauro de Vasconcelos), Memleket Hikâyeleri, Gurbet Hikâyeleri (Refik Halit Karay), Sergüzeşt (Samipaşazade Sezai), Gülten Dayıoğlu’nun tüm eserleri, Şermin (Tevfik Fikret), Yer Altında Bir Şehir (Kemlettin Tuğcu), Kuklacı (Kemalettin Tuğcu), Bir Küçük Osmancık Vardı (Hasan Nail Canat), Küçük Kara Balık (Samed Behrengi), Robinson Cruose (Daniel Defo), Araba Sevdası (Recaizâde Mahmut Ekrem), Seksen Günde Devr-i Âlem (Jules Verne).
Gençlik edebiyatı: Vatan yahut Silistre, Gülnihal, İntibah (Namık Kemal), Mai ve Siyah (Halit Ziya Uşaklıgil), Ölü Ozanlar Derneği (Nancy H. Kleinbaum), Yaprak Dökümü (R. Nuri Güntekin), Uzun Hikâye (Mustafa Kutlu), Türkçülüğün Esasları (Ziya Gökalp), Safahat (Mehmet Akif Ersoy), Suç ve Ceza (Dostoyevski), Gün Olur Asra Bedel (Cengiz Aytmatov), Gençlerle Başbaşa (Ali Fuat Başgil), Fatih-Harbiye (Peyami Safa), Sahnenin Dışındakiler, Huzur (Ahmet Hamdi Tanpınar), Alacakaranlık (Stephenie Meyer), Bukre (Kahraman Tazeoğlu), Aşk (Elif Şafak), Uzun Beyaz Bulut Gelibolu (Buket Uzuner).
Yanıtlar incelendiğinde öğretmen adaylarının büyük bir çoğunluğunun özellikle Ömer Seyfettin, Kemalettin Tuğcu ve Gülten Dayıoğlu eserlerine vurgu yaptığı dikkat çekmektedir. Ayrıca dünya edebiyatındaki klasikleşmiş eserlerin de öğretmen adayları tarafından öğrencilere tavsiye edilebilecek kitaplar arasında gösterildiği görülmektedir. Büyükkavas ve Ersözlü (2009: 9)’ nün yapmış olduğu araştırmanın sonuçlarına göre de öğrenciler tarafından en çok bilinen çocuk edebiyatı yazarları Ömer Seyfettin ve Kemalettin Tuğcu’dur. Arslan ve Alamdar (2007)’ın araştırma sonuçlarında da Gülten Dayıoğlu, Yalvaç Ural, Ömer Seyfettin, Kemalettin Tuğcu, Eflatun Cem Güney, Muzaffer İzgü ve İpek Ongun; öğretmen adaylarının isimlerini en çok zikrettiği edebiyatçılar olduğu görülmektedir. Türkyılmaz (2012)’ın çalışmasında da öğretmen adayları tarafından Ömer Seyfettin, Kemalettin Tuğcu, La Fontaine, Gülten Dayıoğlu, İpek Ongun gibi isimlere diğer yazarlara kıyasla daha çok vurgu yapıldığı tespit edilmiştir.
Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni adaylarına son olarak “Öğrencilerinize tavsiye edeceğiniz kitaplarda biçim ve içerik açısından hangi özellikler bulunmalıdır?” sorusu yöneltilmiştir.
Öğretmen adaylarının çocuk ve gençlik edebiyatı eserlerinde içerik yönünden bulunması gereken özelliklerle ilgili görüşleri, şu başlıklar altında sınıflandırılmıştır. Parantez içindeki rakamlar, görüşlerin tekrar etme sıklığını belirtmektedir: dil kullanımı ve işlenen konu açısından öğrencinin gelişimsel seviyesine uygun olma (16), öğrenciyi iyiye, doğruya, güzele ve ahlaklı olmaya yöneltme (15), eğitici ve öğretici olma (13), okuma zevki aşılama (11), uzun ve karmaşık cümleler yerine kısa ve açık cümleler kullanma (7), standart Türkçe ile yazılma (7), akıcı bir üslûpla yazılma (6), güncel konular seçme (5), ulusal ve evrensel değerleri iletebilme (4), toplumun değer yargılarına, örf ve âdetlerine, kültürüne uygun olma (4), hayal dünyasını zenginleştirme (3), kişisel yaşamına katkı sunma (3), yaratıcı ve eleştirel düşünmelerine olanak sağlama (1), Millî Eğitim Bakanlığının genel amaçlarına uygun olma (1), yaşama azmi ve hayatla mücadele etme gücü kazandırma (1), işlenen konu ve karakterler bakımından iyi örnek olma (1).
Bu konudaki öğrenci görüşlerinden bazıları aşağıda sunulmuştur:
“İçinde bulunduğu toplumun değer yargılarını anlatmalıdır. Okuyana iyiyi, doğruyu ve güzeli çeşitli yollarla anlatmalıdır.” (Ö27)
“Toplumsal sorunlarla alakalı, estetik yönü olan eserler tercih edilmelidir.” (Ö28)
“Eğitici ve öğretici olmalı, gerçeğe uygun olmalı.” (Ö37)
“Yaşlarına ve seviyelerine uygun, ulusal ve evrensel değerleri ileten, hayal güçlerini geliştiren eserler olmalıdır.” (Ö35)
“Öğrencinin ruhsal gelişimini olumlu yönde etkileyecek eserler olmalı.” (Ö23)
“Öğrencilerin hayal dünyalarına hitap etmeli, aynı zamanda gerçek hayatla ilgili olmalı.” (Ö13)
“Dili akıcı ve anlaşılır olmalıdır.” (Ö3)
“Çocuğu ya da genci eğlendirirken eğitmelidir. Karışık cümle yapıları yerine basit cümle yapıları tercih edilmelidir.” (Ö5).
“Kitaplar, çocukların fiziksel, ruhsal ve sosyal gelişimini olumlu yönde etkileyebilecek türden olmalıdır.” (Ö9)
“Öğrencilere tavsiye edilecek kitapların millî ve evrensel değerlerimizi barındıran, onların kişilik gelişimini olumlu yönde etkileyecek ve eleştirel düşünme becerilerini geliştiren nitelikte olmasına dikkat edilmelidir.” (Ö17)
“Özellikle millî kültürümüzü yansıtan eserler tavsiye edilmelidir.” (Ö55)
“Kitabın dilinin açık, anlaşılır ve akıcı olması önemlidir.” (Ö26)
“Kitaplar, öğrencilere mücadele etme ruhu aşılayan nitelikte olmalıdır.” (Ö25)
“Öğrencilerin gelişimine uygun, gerçek yaşamla kısmen de olsa ilişkilendirilebilen, evrensel değerleri kazandırmaya yönelik eserler başta olmak üzere öğrencinin sorgulayıp düşünebilmesini sağlayan eserler tavsiye ederdim.” (Ö39)
Biçimsel açıdan çocuk ve gençlik edebiyatı eserlerinde bulunması gereken özelliklere ilişkin öğretmen adaylarının verdiği yanıtlar, şu başlıklar altında sınıflandırılmıştır: yazı puntosunun ve sayfa tasarımının öğrencinin gelişimsel özelliğine uygun olması (21), kitap kapağının ilgi çekici olması (18), kitapta ilgi çekici görsellerin bulunması (5).
Bu konudaki öğrenci görüşlerinden bazıları aşağıda sunulmuştur:
“Yazı stili ve puntosu öğrencilerin gözünü yormamalıdır. Aynı zamanda kitap kapağındaki resim ilgi çekici olmalıdır.” (Ö5).
“Kitap, mümkün olduğunca resimlerle desteklenmelidir.” (Ö10).
“Sayfa tasarımı, paragraflar ve satırlar arası boşluk uygun bir seviyede olmalıdır.” (Ö12).
Çocuk ve gençlik edebiyatı ürünlerinde bulunması gereken kitabın boyutu, kullanılan kâğıt cinsi, yazı puntosu, sayfa düzeni ve kitaptaki resimler gibi biçimsel özellikler, öğretmenler tarafından bilinmesi gereken ölçütlerdir. Bu araştırma sonucunda öğretmen adaylarının çocuk ve gençlik edebiyatı kapsamında yer alan eserlerin biçimsel olarak hangi nitelikleri taşıması gerektiği konusunda yeterli bir bilgiye sahip olmadıkları görülmektedir. Örneğin, kitabın dil ve anlatımına ilişkin özellikler, çoğu öğretmen adayı tarafından biçimsel bir özellik olarak algılanmıştır.
Maltepe (2009)’nin on Türkçe öğretmeni ile yaptığı görüşmede nitelikli çocuk edebiyatı ürünlerini seçebilme konusunda kendini yeterli ve yetersiz gören öğretmenlerin hemen hemen eşit sayıda olduğu; kitap seçimi konusunda kendini yeterli gören öğretmen adaylarının ise yeterliklerini, nitelikli çocuk kitaplarının özelliklerine ilişkin bilgileriyle yansıtamadıkları sonucuna ulaşılmıştır.
Samur’un (2012) okulöncesi öğretmen adaylarının nitelikli çocuk edebiyatı ürünlerini seçebilme yeterliklerini ölçtüğü çalışmasında benzer sonuçlar ortaya çıkmıştır. Araştırma sonuçları, öğretmen adaylarının yarısının çocuk kitaplarının iç ve dış yapı özellikleri, çocuk kitabı ismi ve yazarı konusunda yeterli bilgi düzeyine sahip olmadığını göstermektedir.
Erdoğan ve Özdemir’in (2012) okulöncesi öğretmen adaylarının çocuk kitaplarında bulunması gereken özelliklerin neler olduğuna ilişkin görüşlerini tespit ettikleri çalışmalarında öğretmen adaylarının en fazla öykü türünde olan eserleri çocuk kitapları arasında görmek istedikleri, ancak bununla beraber bilimsel eserlere de yer verilmesi gerektiğini düşündükleri saptanmıştır. Ayrıca çocuk kitaplarının eğlendirici yönünün de, öğretici yönü kadar önemli olduğu vurgulanmıştır.

SONUÇ VE ÖNERİLER
Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni adaylarının nitelikli çocuk ve gençlik edebiyatı ürünleri hakkındaki farkındalık düzeylerini belirlemek amacıyla yapılan araştırmadan elde edilen sonuçlar, öğretmen adaylarının; çocuk ve gençlik edebiyatı eserlerinin özelliklerine ilişkin bilgileri ile nitelikli çocuk kitaplarını seçebilme yeterliklerinin istenen düzeyde olmadığını ortaya koymuştur.
Araştırmaya katılan öğretmen adaylarının, nitelikli çocuk/gençlik kitaplarının hangi biçimsel özelikleri taşıması gerektiğini yeterince bilmedikleri tespit edilmiştir. Biçimsel özellikleri göz ardı eden öğretmen adaylarının kitapların daha kolay okunmasına ve anlaşılmasına olanak tanıyan ölçütleri ön plana çıkardıkları sonucuna ulaşılmıştır. Nitelikli çocuk ve gençlik kitaplarının içerik ve eğitsel özelliklerinde öğretmen adaylarının “değer aktarımı”, “millîlik”, “öğreticilik” kavramlarını daha çok vurguladıkları ve çocuk/gençlik kitaplarının anadili bilinci ve duyarlılığı sağlama ile estetik gelişime katkı getirme işlevlerine göz ardı ettikleri tespit edilmiştir.
Öğretmen adaylarının çoğunluğu çocuk ve gençlik edebiyatı ürünlerinin çocuğun/gencin gelişim özelliklerine ve yaş seviyesine uygun olması gerektiğini ifade etmişlerdir. Ayrıca bu tür eserlerin hem millî ve evrensel değerleri aktarmada hem de öğrencilerin hayal dünyasını ve yaratıcı düşünme becerilerini geliştirmede bir araç olarak kullanılabileceği dile getirilmişlerdir. Yine öğretmen adayları tarafından bu tür eserlerin sade, açık, anlaşılır bir dille yazılmasının yanında sürükleyici bir kurguya sahip olması gerektiği de dile getirilmiştir.
Bununla birlikte araştırmaya katılan öğretmen adaylarının hiçbirinin çocuk ya da gençlik edebiyatı dersi almadığı tespit edilmiştir. Ülkemizde Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü bünyesinde yer alan Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Yan Alan programı dışında bu alana yönelik lisans ve lisansüstü programlar bulunmamaktadır (Gültekin, Çiftçi, Yetim; 2011: 208). Araştırma grubunda yer alan öğretmen adaylarından yalnızca bir tanesi lisans döneminde (Sakarya Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Lisans programı) seçmeli olarak çocuk ve gençlik edebiyatı dersini aldığını belirtmiştir. Diğer öğretmen adayları (n=56) lisans döneminde böyle bir ders almadıklarını ifade etmişlerdir. Ayrıca öğretmen adayları çocuk ve gençlik edebiyatı ile ilgili bilgileri Yeni Türk Edebiyatı, Çağdaş Türk Edebiyatı, Dünya Edebiyatı ve Batı Edebiyatı derslerinde bir bölüm olarak gördüklerini ifade etmişlerdir.
Öğretmen adaylarının sorulara verdikleri yanıtlar değerlendirildiğinde, çocuk ve gençlik edebiyatı kavramlarına yeterince aşina olmadıkları, bu konu hakkında kendilerini de yetersiz hissettikleri tespit edilmiştir. Dolayısıyla Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni yetiştiren lisans programlarında çocuk/gençlik edebiyatı derslerinin yer alması bir zorunluluk olarak görülmelidir.

KAYNAKÇA
Arslan, F. ve Alamdar, S. G. (2012). “Türkçe ve Sınıf Öğretmeni Adaylarının Çocuk Edebiyatı Dersine İlişkin Görüşleri.” III. Ulusal Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu. Ankara Üniversitesi Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÇOGEM). 05-07 Ekim 2011. Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi. s. 39-45.
Büyükkavas, K. Ş. ve Ersözlü Z. N. (2009) “Sınıf Öğretmenlerinin Çocuk Edebiyatına İlişkin Görüşleri”. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi. V1. I. s. 1-17.
Demirel, Ö. vd. (2010). Edebî Metinlerle Çocuk Edebiyatı. Ankara: Pegem Akademi.
Dursunoğlu, H. (2011). “Çocuk Edebiyatı.” (Ed.: Ömer Yılar, Lokman Turan). Eğitim Fakülteleri İçin Çocuk Edebiyatı içinde. 3. Baskı. Ankara: Pegem Yayıncılık. ss. 27-36.
Erdoğan, S. Ve Özdemir, z. (2012). “Okulöncesi Öğretmen Adaylarının Çocuk Kitaplarında Olmasını İstedikleri Özelliklere İlişkin Görüşleri”. III. Ulusal Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu. Ankara Üniversitesi Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÇOGEM). 05-07 Ekim 2011. Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi. s. 625-634.
Gültekin A., Çiftçi, Z. vd. (2011) “Uzaylı Ulya le Mardin’den Dünyaya Hoşgörü Köprüsü”. Alman Dili, Edebiyatı ve Kültürü Üzerine Araştırmalar. Prof. Dr. Hüseyin Salihoğlu Armağanı. (Haz. Ali Osman Öztürk, Zehra Gülmüş, Nevide Akpınar Dellal). Ankara: Barış Kitap.
Gültekin, A., Çiftçi, Z., Yetim, A. (2012). “Üniversitede Çocuk ve Gençlik Edebiyatının Sorunları”. III. Ulusal Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu. Ankara Üniversitesi Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÇOGEM). 05-07 Ekim 2011. Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi. s. 207-212.
Kan, M. O. (2012). “Türkçe Öğretmenlerinin Çocuk Edebiyatı ile İlgili Görüşleri Üzerine Nitel Bir Araştırma.” III. Ulusal Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu. Ankara Üniversitesi Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÇOGEM). 05-07 Ekim 2011. Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi. s. 109-118.
Maltepe, S. (2009) “Türkçe Öğretmeni Adaylarının Çocuk Edebiyatı Ürünlerini Seçebilme Yeterlilikleri”. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 12, 21, s. 398-412.
Nas, R. (2002). Örneklerle Çocuk Edebiyatı. Bursa: Ezgi Kitabevi Yayınları.
Oğuzkan, F. (2006). Çocuk Edebiyatı. Ankara: Anı Yayıncılık
Özyer, N. (1987). “Almanya’da ve Türkiye’de Gençlik Edebiyatı Üzerine.” Hacettepe Üniversitesi. Edebiyat Fakültesi Dergisi. Cilt: 5. Sayı: 2.
Özyer, N. (1994). Edebiyat Üzerine. Ankara: Gündoğan Yayınları. 52
Özyer, N. (2007). Türkiye’de Gençlik Edebiyatı. II. Ulusal Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu. Ankara Üniversitesi. Eğitim Bilimleri Fakültesi. 04-06 Ekim 2006. Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi. S. 485-488.
Samıur, Ö. A. (2012). “Okulöncesi Öğretmen Adaylarının Nitelikli Çocuk Edebiyatı Ürünlerini Seçebilme Yetkinlikleri.” III. Ulusal Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu. Ankara Üniversitesi Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÇOGEM). 05-07 Ekim 2011. Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi. s. 219-228.
Sever, S. (2007). Çocuk ve Edebiyat. Ankara: Kök Yayıncılık.
Şimşek, T. (2004). Çocuk Edebiyatı. 2. Baskı. Konya: Suna Yayınları.
Şimşek, T. (Ed.) (2011). Kuramdan Uygulamaya Çocuk Edebiyatı El Kitabı. Ankara: Grafiker Yayınları.
Şirin, M. R. (2007). “İlk ve Ortaöğretim Öğrencileri İçin 100 Temel Eser, Türkçe-Edebiyat Öğretimi, Çocuk ve Gençlik Edebiyatı.” II. Ulusal Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu. Ankara Üniversitesi. Eğitim Bilimleri Fakültesi. 04-06 Ekim 2006. Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi. S. 95-98.
Türkyılmaz, M. (2012). “Öğretmen Adaylarının Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Algıları Üzerine Nitel Bir Araştırma.” III. Ulusal Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu. Ankara Üniversitesi Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÇOGEM). 05-07 Ekim 2011. Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi. s. 705-713.
Yalçın, A. ve Aytaş, G. (2005). Çocuk Edebiyatı. Ankara: Akçağ Yayınları.
Yıldırım, A. ve Şimşek, H. (2008). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri. Ankara: Seçkin Yayınevi.
Zengin, A. Y. ve N. Zengin. (2009). Eğitim Fakülteleri İçin Çocuk Edebiyatı. İstanbul: Truva Yayınları.

Galeri
📆 11 Mart 2021 Perşembe 13:59   ·   💬 0 yorum   ·