MENÜ ☰
Çocuk ve Genç » Manşet, Masal, Yazarlar » Sultan Süleyman’ın Mührü / Yücel Feyzioğlu
Yücel FEYZİOĞLU
Sultan Süleyman’ın Mührü / Yücel Feyzioğlu

Sultan Süleyman’ın Mührü
Hamam hamam içinde, kalbur saman içinde… Bir Süleyman yaşarmış eski zaman içinde.
Süleyman Sultanmış. Hazinesi yok, sabrı çokmuş. Sabır da bir huydur, başarmanın bir yolu da budur… Sultan Süleyman bir yüzük takarmış. Yüzüğün kaşında bir mühür varmış. Üstünde ‘Mühür kimdeyse Sultan Süleyman odur,’ diye yazarmış. O mühür sayesinde Sultan Süleyman her hayvanın, her kuşun dilinden anlarmış.
Bir gün Sultan Süleyman yürüyüşe çıkmış. Gide gide gür bir çayın başına gelince oturmuş: ‘Bir avuç su içeyim’ derken parmağındaki yüzüğü suya düşürmüş ve bildiği bütün dilleri unutmuş. Bir telaş, bir telaş!..
Derhal suyun içine atlamış. Fakat koca bir balık yüzüğü kapıp gitmiş.
Gidiş o gidiş…
Sultan Süleyman artık ne kuşların dilinden anlamış ne de hayvanların… Sade bir Süleyman. Ne sultanlık ne hükümranlık… Büyük bir üzüntüyle çağlayıp akan su boyunca aşağı yürümüş, yürümüş… Akşama doğru balıkçı ağlarının kurutulduğu bir kulübenin önüne gelmiş. Daha eşikten içeri adım atar atmaz genizden gelen hım hım bir ses:
“Tanrıya şükür! Bugün de akşam yemeği ayağımıza geldi!” diye sevinçle hımbıldamış.
Sultan Süleyman donup kalmış. Kulübenin orta yerinde bir cadı dikiliyormuş. Cadı pençelerini vahşice açmış, Sultan Süleyman’a saldıracakken yumuşacık bir ses duyulmuş.
“Ana bırak o yabancıyı! Baksana ne kadar güzel bir adam. Sultan Süleyman bile onun kadar güzel olamaz.”
Sultan Süleyman sesin geldiği yana dönmüş. Rengârenk bir halının üstünde güzel bir kız.
Cadı: “Şanslısın yabancı!” demiş. “Kızım Bulut Hanım seni beğendi. Sana acıdım. Derhal terk et burayı. Şimdi benim adam gelir, canından olursun!”
Sultan Süleyman: “Güzel Bulut benimle gelirse giderim!” diye cevap vermiş. O anda toprak sarsılmış, dere köpürmüş, kulübe sallanmış… Bir homurtu, bir gürültü… Cadı öfkeyle köşeye koşmuş, aceleyle bir sandığın kapağını açıp Sultan Süleyman’a bağırmış:
“Ne duruyorsun be adam! Gir bunun içine, çabuk! Kocam geldi, şimdi hepimizi yer!”
Sultan Süleyman kendini sandığın içine zor atmış, daha kapak kapanırken kapı açılmış. Tek gözü tepesinde, iri kıyım bir dev içeri girmiş. Adı: Kellegöz! Sen sağ ben selâmet!
Kellegöz, Sultan Süleyman’ı bulmuş mu, bulamamış mı? Başına neler gelmiş neler? O da ayrı bir masal. Sen anlat masalı, ben de yazayım dallı budaklı…

📆 22 Temmuz 2021 Perşembe 22:22   ·   💬 0 yorum   ·  
Folklor Akademi Dergisi

YAZARLAR

SÖYLEŞİ

ANKET

Sitemizi nasıl buldunuz?

Sonuçları görüntüle

Yükleniyor ... Yükleniyor ...