Geçen gün arkadaşlarla toplandık, sahile gidip eğlenecektik. Eğlendik, güldük, oynadık ama tek bir şeyi yapmadık. Yemek yemedik. En önemli şeyi unuttuk. Herkes çok acıkmıştı. Ne yapsak ne etsek diye düşünüyorduk. Birden fark ettik, sahilin yukarısındaki o bahçeli güzel evde oturanlar mangal partisi veriyordu. Eh herkes aç, herkes mangal istedi. Haydi, bakalım şimdi de herkes eve gitti, eşyaları aldık ve sahile indik.
Mangal yapmak üzere. Çok güzeldi başında, sonra hava karabulut doldu. Herkes huzursuzlandı, kırk yılın başında bir mangal yapacağız olan işe bak! Neyse hem karnımızı da doyuramayacaktık. Bu yüzden hemen mangalı yakmaya çalıştık, öyle böyle mangal yandı. Üstüne etlerimizi koyduk. Bir yandan pişirdik, bir taraftan yarı pişmiş köfteleri yemeye başladık. Mangalın üstünden ekmek arası yaparak atıştırdık. O kadar acıkmışız ki hemen bitti. Sofra kurmamıza, sofra başında toplanmamıza fırsat olmadı. Yere yaydığımız kilimin ucuna ilişen herkes elindeki dürümü zevkle yedi. Sonradan yaptıklarımızı da mangalla uğraşıp yemeyenlere verdik ve hepimiz doymuş olduk. Doğradığımız domates ve soğanlar da tamamen bitti.
Daha sonra eşyalarımızı her şeyimizi topladık, altında oturduğumuz büyük çam ağacının dibine bıraktık ve sahilde yürümeye başladık. Herkes çok mutluydu. Aramızda konuşuyorduk, sohbet ediyorduk falandı. Yağmur hafif hafif yağmaya başladı ve sonra hızlandı. O kadar hızlı ve şiddetli yağıyordu ki herkes yağmurdan kaçıyordu. Hâlbuki benim en sevdiğim yağmurda yürümektir. Arkadaşlarım da yağmurdan kaçtı. Ben yağmuru hissederek, severek yoluma devam ettim. Arkadaşlarım da benim yürüdüğümü görünce yanıma geldi. Yağmurda öylesine bir yürüyüş yaptık ki unutulmazdı. Yağmurda koştuk, zıpladık, birbirimle savaştık ama eğlendik. Genç olmak ne kadar güzel. Herkesin hayatını yaşaması için bir zamanı vardır. İşte insanlar bunu fark edip günlerini değerlendirmeliler. Yağmurda insanların vazgeçilmez bir parçasıdır.
Her şey çok güzel. Buna yağmur dahil. Çünkü bunları yaşatan yağmurdu. Yağmurun altında yürümek sırılsıklam olmak. Elbiselerinin üzerine yapışması, saçlarının aşağıya doru ıslanması, saçlarından su çıkması, ayakkabıların içine su girmesi, üşüdüğün için üstündeki kazağın kollarıyla ellerini kapayıp ısıtmaya çalışman, yağmurda yürümenin zevkini almaktır. Yoksa nedir ki. “Ben yağmurda yürümeyi severim” demek var, bir de gerçekten yağmurda yürümeyi sevmek var. Gittikçe doğal hayattan uzaklaştığımızın farkında mıyız acaba? Herkes bilincinin çeyreğini kullanıyor. Hiç açılmamış sözlük gibi, uzun süredir olan ama hiç kullanılmamış bir sözlük sayfasından çıkan mürekkep kokularını düşünün işte şimdi herkes bilincinin çeyreğini kullanıyor. Herkes dediğim de fazla bilmişlik yapanlarıdır. ”Ay ben böyleydim de şöyleyim de” diyenler. Bunların hepsi bize hatıradır, her yağmur yağdığında aklıma ilk gelecek şey bu yağmur hatıram olacak. Eh be gökten yağan güzel yağmur seni çok seviyorum! Her şeyin başlangıcı ve bitişisin!