MENÜ ☰
Çocuk ve Genç » Makale, Manşet, Yazarlar » Azerbaycan Çocuk Edebiyatı Yazarlarından Hanımana Elibeyli ve Eserleri Üzerine Bir Değerlendirme / Doç.Dr. Raşit KOÇ
Doç.Dr. Raşit KOÇ
Azerbaycan Çocuk Edebiyatı Yazarlarından Hanımana Elibeyli ve Eserleri Üzerine Bir Değerlendirme / Doç.Dr. Raşit KOÇ

ÖZET

Edebi anlamda çocuk edebiyatının ortaya çıkmasıyla beraber Türkiye’de ve Türk cumhuriyetlerinde çocuk edebiyatıyla ilgili eserler çoğalmaya başlar. Türkiye dışındaki Türk cumhuriyetlerinden Azerbaycan’da 20.yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren çocuk edebiyatı gelişme göstererek ilerler. Sözlü geleneğin yaygın bir şekilde devam ettiği Azerbaycan edebiyatında Mikayıl Rızaguluzâde çocuk edebiyatının gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır.

Daha sonraları sultan Mecid Ganizâde manzum masal, Memed Seid Ordubadi roman, Abbas Sehbet şiir türünde eserler vermişlerdir.

Bütün bu isimlerin dışında Azerbaycan çocuk edebiyatında eser verenlerden birisi de şaire Hanımana Elibeyli’dir. Şiirleri dışında çocuk tiyatrosu türünde eserler veren HANIMANA ELİBEYLİ’nin eserleri iki cilt halinde Azerbaycan Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayınlanmıştı

Bu bildiride Azerbaycan çocuk edebiyatı içerisinde önemli bir isim olan Hanımana Elibeyli’nin eserlerini tematik açıdan inceleyerek Türk dünyası çocuk edebiyatındaki yeri ve önemi tespit etmeye çalışacağız. Aynı zamanda şairenin Türkiye’de çocuk edebiyatı üzerine uğraşan edebiyatçılar tarafından daha yakından tanınmasını sağlamayı umuyoruz.

Anahtar kelimeler: Çocuk edebiyatı, Azerbaycan edebiyatı, şiir, Hanımana Elibeyli.

  1. Giriş

Edebî anlamda çocuk edebiyatının ortaya çıkmasıyla beraber Türkiye’de ve Türk cumhuriyetlerinde çocuk edebiyatıyla ilgili eserler çoğalmaya başlar. Türkiye dışındaki Türk cumhuriyetlerinden Azerbaycan’da 20.yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren çocuk edebiyatı gelişme göstererek ilerler. Sözlü geleneğin yaygın bir şekilde devam ettiği Azerbaycan edebiyatında Mikayıl Rızaguluzâde çocuk edebiyatının gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır.

Daha sonraları sultan Mecid Ganizâde manzum masal, Memed Seid Ordubadi roman, Abbas Sehbet şiir türünde eserler vermişlerdir.

Bütün bu isimlerin dışında Azerbaycan çocuk edebiyatında eser verenlerden birisi de şâire Hanımana Elibeyli’dir. Şiirleri dışında çocuk tiyatrosu türünde eserler veren Hanımana Elibeyli’nin eserleri iki cilt halinde Azerbaycan Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı (Azerbaycan Respublikası Medeniyyet ve Turizm Nazirliyi) tarafından yayınlanmıştır.

  • Araştırmanın Amacı

Bu bildiride Azerbaycan çocuk edebiyatı içerisinde önemli bir isim olan Hanımana Elibeyli’nin eserlerini tematik açıdan inceleyerek Türk dünyası çocuk edebiyatındaki yeri ve önemini tespit etmeye çalışacağız. Aynı zamanda şâirenin Türkiye’de çocuk edebiyatı üzerine uğraşan edebiyatçılar ve çocuk edebiyatı okurları tarafından daha yakından tanınmasına katkı sağlamak amaçlanmaktadır.

  • Kuramsal Çerçeve

Çocuk edebiyatı, Türkiye’de ve Türk cumhuriyetlerinde çocuk edebiyatının gelişimi ve çocuk edebiyatı türleri kuramsal çerçeveyi oluşturacaktır.

  • Yöntem

Bu araştırmada tarama yöntemiyle şâirenin eserleri incelenerek şiirlerinin ve tiyatro eserleri doküman analizi yoluyla incelenecektir.

  • Bulgular ve Sonuçlar

Araştırmanın sonucunda elde edilen bulgular ve sonuçlar bu başlık altında değerlendirilecektir.

  • Araştırmanın Alanyazına Katkısı

Araştırma sonucunda Türkiye dışındaki Türk cumhuriyetlerinden birisi olan Azerbaycan edebiyatında çocuk edebiyatı alanında eserler vermiş olan Hanımana Elibeyli ve onun eserlerinin tanınması Türk dünyası çocuk edebiyatının daha iyi anlaşılmasına ve bu alanda eserler vermiş Türkiye dışında yaşayan soydaş şairlerin ve yazarların da tanınmasına imkân sağlayacaktır. Bunun dışında benzer çalışmalar yapılarak karşılaştırmalı çocuk edebiyatı eserlerinin hazırlanması yolunda bir başlangıç olacaktır

HANIMANA ELİBEYLİ KİMDİR?

Xanımana Sabir kızı ƏLİBƏYLİ 20 Nisan 1920 tarihinde Bakü’de doğmuştur. Babası general Ağaselim Bey ƏLİBƏYOV ve annesi Xanımana, o zamanın yüksek tahsil görmüş aydın insanlarındandır. Xanımana dört kızın ve üç oğlanının büyüdüğü bu ailenin ilk çocuğudur. İlk şiirlerini öğrencilik zamanında yazmaya başlayan şâire, Azerbaycan radyosunda şiirlerini okumuştur. 1935 yılında Bakü’de gerçekleştirilen bir olimpiyatta kendi şiirini okuyan Xanımana Azerbaycan’ın o zamanki rehberi Mir Cəfər BAĞIROV’un dikkatini çeker ve para ile ödüllendirilir.

16 yaşında iken Bakü’de tıp fakültesine giren Xanımana, 1942 yılında fakülteyi bitirerek Azerbaycan’ın çeşitli yerlerinde doktorluk yapar. Hekimlik yaptığı yıllarda da edebiyattan kopmayan Xanımana, şiirler yazmaya devam etmiştir. 1945 yılında hekim, cerrah Həsən ABDULLABƏYOV’la evlenmiştir. Eşinin tesiriyle şiire ilgi duyan Həsən ABDULLABƏYOV da şiirler yazmıştır. Bir yıl sonra kızları Güler dünyaya gelmiştir.

İkinci yüksek tahsilini yapmak isteyen Xanımana, Azerbaycan Devlet Üniversitesi’nin Filologya Fakültesine kabul imtihanlarını vermiş ve beş yıl sonra fakülteyi başarıyla bitirmiştir.

Xanımana çocuklar için yazılmış yüzlerce şiirin, onlarca poema (manzume) ve sahne eserinin, otuzdan fazla kitabın müellifidir. Onun eserleri edebiyat dünyasının ilgi ve dikkatini çekmiş ve 1991 yılında ona “emektar ince sanat hadimi” adı verilmiş, 1998 yılında da “yılın kadını” unvanını almıştır.

Azerbaycan çocuk edebiyatının gelişmesinde büyük emekleri olan Xanımana, 7 Mayıs 2007 yılında hayatını kaybetmiş ve Bakü’de defnedilmiştir. Fillologya ilimleri doktoru, şair Rafiq YUSİFLİ’nin yazdığı gibi Xanımana meleklerin kanadında tanrı dergâhına uçmuştur.1

            ESERLERİNİN ÇOCUK EDEBİYATI AÇISINDAN TEMATİK İNCELENMESİ

            Çalışmamızın bu bölümünde Hanımana Elibeyli’nin eserlerinin toplu basımının yapıldığı iki ciltten oluşan “Hanımana Elibeyli Eserleri I, II” kitabındaki çocuk edebiyatı ürünleri ele alınacaktır. Şâirenin bütün eserlerinin toplandığı eserin 1.cildinde şiirler ve poemalar (manzumeler)  yer alırken; 2.cildinde çocuk piyesleri (oyunları) yer almaktadır.

            Hanımana Elibeyli, şiirlerinin yer aldığı 1. kitabın başında çocuklar için yazma arzusunu yine şiirle şu şekilde anlatmaktadır:

                Sanki Allah bir qarlı qış

                Mənə şeir verdi baxşış.

                O qışımı yaz eylədi,

                Bəxtimi bəyaz eylədi

                Allah onu etdi ətir,

                Səpdi aylara, illərə.

                Yalvardım: Allahım, yetir,

                Şəirimi nəsillərə.2

            Kitapta yer alan şiirlerde ve manzumelerde öne çıkan temaları şu şekilde sınıflandırmak mümkündür:

  1. Vatan sevgisi: Çocuk edebiyatının amaçları arasında yer alan millî ve manevî değerlerin kazandırılması bağlamında değerlendirilecek temalardan olan “vatan sevgisi” kitabın ilk şiiri olan “Azərbaycanım Mənim” şiirinde işlenmektedir.

“Heyranım hər çağına,

Bağçasına, bağına,

Yıxılım ayağına,

Azərbaycanım mənim.”  (s. 21)

            Vatan sevgisinin işlendiği diğer bir şiir “ Bir Türk Məzarı” başlığını taşımaktadır. Bu şiirde Ermenilerle yapılan savaşta Türk askerinin Azeri kardeşlerinin yardıma gelişi anlatılmaktadır.

                “Bir Türk məzarı var Şirvan yolunda,           Erməniler qızışmışdı savaşa,

                Güllər açıp məzarın sağ-solunda.                   Xəbər tutdu Mustafa Kamal Paşa.

                Bu məzardan əziz bir igid baxır,                     Köməyə göndərdi Türk övladını,

                Ölümü adamı yandırıb-yaxır.                        Mahv eləsin erməni cəlladını.

                Mən sığal vururam məzar daşına,                 Hayf bu mərd oğul getmişdir bada,

                İstəyirəm hey dolanım başına                        Kaş güllə dəyəydi birbaş cəllada. (s. 32)

Türk halkıyla Azerbaycan halkının kardeşliğini anlatan “iki devlet tek millet” ifadesinin yansıması olarak görebileceğimiz başka bir şiir de “Ciyərimiz – Canımız” adını taşımaktadır.

Türklərsiz kəçməsin heç bir anımız,               Ürəyimiz Türklərlə çox sevindi,

Türklərdir lap ciyərimiz–canımız.                  İki dövlət bir millətik biz indi.

Türklər yaşasa da bizdən uzaqda,                 Bunu Həydər Əliyev etdi elan,

Köməyə gəlirlər hər dar ayaqda.                     Yaşayacaq dostluğumuz hər zaman.   (s. 171)

            Vatan sevgisiyle birlikte ‘bayrak sevgisi’ de şâirenin Türk çocuklarına kazandırmak istediği bir değerdir. “Bayrağım”  şiirinde ay yıldızlı bayrağa duyulan sevgi anlatılmaktadır.

                                               Ay-ulduzlu bayrağı var bu uca dövlətimin,

                                               Sanki od-ocağı var qəhrəman millətimin.

                                               O parlayan rəngi al, şəhitlərin al qanı,

                                               Bu dünyaya işıq sal, şəfəqləndir hər yanı!

Sen dalgalan, kesçin şən bu həyatta hər çağın,

Səni çox sevirəm mən, ay ulduzlu bayrağım!        (s. 171)

            İncelediğimiz eserdeki şiirlerden bir tanesi “Gülxanə Parkı” adını taşımaktadır. İstanbul’u ve şair Nâzım Hikmet’i anlatmaktadır.

                “İstanbul -sahildə şəhər,                   Park elə bil geldi cana,

                                Oyanırdı səhər – səhər.                                      İşıq düşdü xiyabana.

Dekabr ayının sonu.                                         Elə bil ki, ötdü yolu,

Ağaclar soyunub donu.                                    Xeyalımda qaygı dolu,

Yuxulayırdı hələ çoxu,                                     Ürəyində bir məhəbbət,

Görürdüler yaşıl yuxu.                                      Türk şairi Nazım Hikmet.     (s. 118)

  • Hayvan sevgisi:   Hanımana Elibeyli’nin şiirlerinde ve manzumelerinde kedi, karga, tilki, leylek, balık, kartal, kurt, kurbağa, serçe, horoz, kirpi, ördek, bal arısı, tavşan, keçi gibi evcil ve yabanî hayvanlar da yer almaktadır. Bu şiirlerde hayvanlar fabllarda olduğu konuşturulmaktadır. Böylece çocukların oyun arkadaşı olarak hayvanları daha yakından tanımları ve sevmeleri hedeflenmektedir.  Şiirlerde öne çıkan temalardan birisi de hayvan sevgisidir. “Hacı leylek” şiiri bunlardan bir tanesidir.

Çuxur məhəlləsində                                          Neçə ildir uçur quş,

Bir Hacı leylek vardı;                                       Sevir bizim həyəti.

Palıdın zirvəsində                                              Menim gəlbimə qonmuş

O sevinclə yaşardı.                                            Onun da məhəbbəti,

Dağlar başında Şuşa                                         Palıdın qucağında

Yaşıl goynunu açar;                                          Neçə balası vardı;

Atlas donlu o quşa                                             O uca budağında

Qızıl gül ətri saçar.                                             Yazda balalayardı.  (s. 22)

            Hayvan sevgisini konu alan şiirlerden biri de “Piş-Pişi” adını taşımaktadır. Şiirde okul yolunda gördüğü bir kediyi besleyen çocuğun duyguları şöyle anlatılır:

                        Gözləyir məni gündə

Balaca sarı pişik.

Məktəbimiz önündə 

Elə bil sözləşmişik.

Əlimdən alıb yeyir

Hər səhər yağlı fətir.

Myao.. elə bil deyir

Sabah yenə gətir. (s. 51)

  • Tabiat (doğa) sevgisi: Kitaptaki şiirlerde doğaya ait unsurlar ve doğa olayları gözümüzün önüne bir tablo sunar şekilde işlenmektedir. Deniz, dalgalar, dağ, güneş, ay,  mevsimler, çay (ırmak),  ağaç, çiçek, gibi doğa unsurları; kar, yağmur, rüzgâr gibi doğa olayları şiirlerde sıklıkla ele alınmaktadır. Bu şiirlerde çocuklara içinde yaşadığımız tabiat çeşitli yönleriyle anlatılmaya, tanıtılmaya ve sevdirilmeye çalışılmaktadır.

Tabiat güzelliklerinin ve tabiat olaylarının anlatıldığı şiirlere “Yağış Yağır” şiirini örnek verebiliriz.

            Hələ səhər açılmamış

               Şırıltıyla yağır yağış.

               Göyler buludları sağır,

               Yağış yağır, yağış yağır.

               O çəp yağış yağa-yağa,

               Bir sərinlik düşər bağa.

               Sərv ağacı, söyüd və şam

Hey yuyunar səhər-axşam.

Yorulmadan təbil çalar,

Uzun uzun navalçalar. (s. 24)

            Tabiatın güzelliklerinden biri olan söğüt ağacıyla rüzgârın diyaloğunu anlatan “Külək və Söyüd” şiiri de tabiat temine başka bir örnektir.

                               Söyüd, gəldim öyrənim

                               Mənimlə dost olursan?..

                               Yox, olmuram, sən mənim

                               Saçlarımı yolursan. (s. 36)

  • Aile sevgisi: Kitapta yer alan şiirlerde öne çıkan temalardan bir diğeri de aile sevgisidir. Sevgi teması değişik şiirlerde anne, baba ve kardeş sevgisi yanında dede ve nine sevgisi olarak ayrı ayrı ele alınmaktadır. Bu şiirlerden bir tanesi “Şəkər Nənə” dir. Bir çocuğun gözüyle ona masallar anlatan ninesi şöyle anlatılır:

Sevindim sən dinəndə,

Nağıl çoxdur sinəndə.

Dayanıb qoşa-qoşa,

Hamısı gəlir xoşa.

Nağıllar iri, iri,

Sən danışsam hər biri

Səhərə çəkər, nənə,

Ən şirin şəkər nənə! (s. 31)

            Annelerin çocuklarına olan sevgisinin hesapsız olduğunu anlatan ‘Bala Məhəbbəti’ adlı şu şiir de aile sevgisini işleyen temaya örnek şiirlerdendir.

                                               Dəryalarca olar mı

                                               Ananın məhəbbəti?

Bir günəşə dolar mı

İstisi, hərarəti?

Geniş göylər qədərdir

Balaya məhəbbəti.

Onu ölçmək hədərdir

Yoxdur bir nəhayəti. (s. 134)

            Belirlediğimiz bu temaların yanında kitapta çocukların çeşitli hallerini anlatan daha başka şiirler de vardır. Bu şiirlerden belki de en güzeli bir çocuğun uykudan uyandığında kendisine sorulan soruya verdiği cevabı anlatan “Yuxuda” (uykuda) şiiridir.

                                               İşıq düşəndə evə,

                                               Gözünü açdı nəvə,

                                               Soruşdu ondan nənə:

  • Yuxuda nə gördün, nə?
  • Qaranlıq idi, nənə,

Həç nə, görmədim, həç nə. (s. 23)

            Hanımana Elibeyli’nin bütün eserlerinin yayınlandığı 1. kitabın sonlarında çocuk edebiyatı türlerinden biri olan bilmecelere (tapmacalar) de yer verilmiştir. Çocukların patik zekâlarını geliştiren, eğlendirirken düşündüren bilmeceler her yaştan çocuğun sevdiği edebî türlerdendir. Bu bilmecelerden bazıları şunlardır:

                                               Nə əli var, nə ayağı,

                                               Kimdir gəzir bu otağı?

                                               Mürəkkəbi töküb mizə,

                                               Görünməyir dəcəl gözə,

                                               Saçlarımı tutub yoldu,

                                               Heç bilmədim necə oldu?  (Külək, -rüzgâr-)

                                               O çayın üstə yatır,

                                               Nə islanır, nə batır.  (Köprü)

Hanımana Elibeyli’nin eserlerinin yer aldığı kitabın ikinci cildi çocuk oyunlarına ayrılmıştır. Azerbaycan edebiyatında bu tür oyunlar ‘piyes’ ya da ‘poema’ olarak adlandırılmaktadır. Bu bölümde, “Dovşanın ad günü, Aycan, Gözəller gözəli, Kənd həkimi, Cunquş, Ləpələrin nağılı, Nişanlı quş” adlı piyesler yer almaktadır. 

Bu piyeslerden birincisi olan “Dovşanın ad günü” iki hisseli (perdeli) piyes olarak takdim edilmektedir. Bu piyeste yer alan kahramanlar: Dovşan, Kirpi, Alabaş, Çəpiş, Quzu, Qaranquş, Tülkü, Canavar’dır.  Azeri Türkçesindeki ifadelerle verilen bu isimler bizim kullandığımız Türkiye Türkçesine yakındır. Dovşan (tavşan), Alabaş (bizdeki ‘Karabaş’ gibi köpeklere verilen bir isim, Çəpiç (keçi yavrusu, oğlak), Qaranquş (kırlangıç),  Canavar (kurt) için kullanılan isimler iken; Quzu=kuzu, tülkü= tilki karşılığıdır.

Bekir Nabiyev’in değerlendirmesine göre “Dovşanın ad günü” Xanımana’nın en popüler poemalarından biridir. Xanımana bu poemada (piyes) hayvanlar ve kuşlar âleminin en tipik temsilcilerini bir mecliste tasvir eder. (s. 12)

Kahramanları hayvanlar olan bu piyes, anaokulu veya ilkokul seviyesindeki öğrenciler için çeşitli seviyedeki tiyatro toplulukları tarafından müzik eşliğinde sahnelenebilecek bir oyunudur. 

Kitaptaki ikinci oyunun ismi Aycan’dır. İki perdeli şarkılı bir piyes olan bu oyunun kahramanları: Aycan (oyuna adını veren çocuk), Gülyaz (Aycan’ın bacısı), Çobyas (Çobanyastığı gülü), İnci gülü, Sevinc gülü, Qızıl gül, Qanqal, Pıtraq, Çayır’dır. Bu oyunun konusu futbol oynamak isteyen Aycan ile onun bahçede top oynamasına kızan ablası arasındaki tartışmaya dayanır. Tartışma sonunda Aycan ve ablası rakip olup futbol oynarlar. İnci gülü, Sevinc gülü, Qızıl gül Gülyaz’ın takımındadır. Qanqal, Pıtraq, Çayır ise Aycan’ın takımındadır. Eserde adı geçen çiçekler rakip oyuncular olarak mücadele ederler. Aralarındaki mücadele oyunun bir bölümünde şöyle anlatılır.

Qərənfil əl verib xudafisleşib gedir. Güllər  kolların ardına keçirlər. Bu zaman Balaca qanqal əelində toppuz yüyürərkən, birden Böyük qanqalla toqquşur, əvvəlcə özünə, sonra ona baxaraq bir az hürkür. Güllər ise koldan baş qaldıraraq gülüşürlər və bu hadisənin nə ilə qurtaracağı ilə maraqlanıb tamaşa etməyə başlayorlar” (s. 67)

Müzikli bir piyes olan Aycan konu ve kahramanları itibariyle çocukların ilgisini çekecek eğlenceli bir oyunudur.

Bu kitaptaki üçüncü piyes iki hisseli (sahneli) bir oyundur. Daha öncekilere göre daha kısa olan bu oyun ‘Gözəllər Gözəli’ adındadır. Bu oyundaki kahramanlar: Alma, nar, heyva, əncir, alça, gavalı (faytoncu) , şaftalı, ərik, meyvə qurdu, həşəratlar, Fizu baba, kəpənək, armud’dur. Kahramanlardan da anlaşılacağı gibi meyveler arasında geçen müzikli bir oyundur.

Hanımana Elibeyli’nin eserlerinin toplu olarak yayınlandığı ikinci kitaptaki piyeslerden dördüncüsü olan “Kənd Həkimi” (Şehir Doktoru) çocuklardan ziyade gençlere hitap eden bir oyundur. Bir düğünde geçen olaylarla düğün, tanışma ve Azeri kültürüne ait başka konuların işlendiği oyunun kahramanları: Yeganə (tıp fakültesi talebesi), Səbilə (Yegane’nin annesi), Akif (24 yaşında bir genç), Səlmi (su satan kadın), Almas, Sevinc, Zaman, Namiq (Namık) Yegane’nin fakülte arkadaşları, Əlizadə (tıp fakültesinin doktora öğrencisi), Çayırlinski (Tıp fakültesinin asistanı), Mahmud (Kent Sovyet başkanı)’dur.

Kitabın beşinci piyesi “Cunquş” dur. Bağ, bahçe gibi tabiat unsurlarının; kuş, horoz gibi hayvanların yer aldığı bu oyunda hayvan sevgisi, tabiat sevgisi, yardımlaşma ve hoşgörü temaları işlenmektedir. Oyunun kahramanları: Cunquş, Aytək, Vəli baba, Yeltay, Durnabaşı’dır. Bu oyun sekiz şekilli (sahneli) kısa bir oyundur ve daha çok ilkokul, ortaokul çağındaki çocuklara hitap edecek türdedir.

İncelediğimiz eserde yer alan altıncı piyes “Ləpəlerin Nağılı” (dalgaların masalı, -ninnisi-). “nağıl” Azeri Türkçesinde; hikâye, masal, rivayet3 anlamlarında kullanılmakla beraber buradaki anlam daha çok ninniye yakındır. Oyunun kahramanları: Qulu, Mercan, Deniz qulduru (haydut, eşkiya), Eşkiyanın atı, Xəbərçi qurbağa, Qulunun atası, Mercanın anası, Su perileri, Balıklar. Denizde ve deniz kenarında hayali kahramanlar etrafında yaşanan bir mücadelenin işlendiği piyes, fantastik çocuk edebiyatına örnektir. Çocukların hayal güçlerini harekete geçiren bu oyunda denizde yaşayan iyi ve kötü kahramanların mücadeleleri anlatılmaktadır.

Kitabın yedindi piyesi iki perdelik “Nişanlı Quş” oyunudur. Oyunun kahramanları: Qoca palıd (pelit), Külək (rüzgâr), Çay, Bayquş, Ağacdələn, Birinci cüyür (karaca), İkinci cüyür, Birinci serçe, İkinci serçe. Oyun kuş cıvıltılarıyla dolu bir ormanda geçmektedir. Pelit ağacı rüzgâr, çay (ırmak, dere) çeşitli nağmeler söyleyerek kendilerini tanıtırlar ve birbirlerine nazire yaparlar. Bu arada onların atışmalarına ormanda bulunan kuşlar ve karacalar da katılır. Müzikli bir çocuk piyesi olan bu oyun çocuklara tabiat ve hayvan sevgisinin kazandırılmasına yardımcı olacaktır.

SONUÇ VE ÖNERİLER

Azerbaycan çocuk edebiyatının önde gelen isimlerinden olan Hanımana Elibeyli, şiirlerinde, oyunlarında her yaştan çocuğun duygu ve hayal dünyasına hitap eden eğitici ve eğlendirici eserler vermiştir. Onun eserleri çocuklara vatan sevgisi, insan sevgisi, tabiatı ve tabiat güzelliklerini sevmeyi, anaya, babaya, öğretmene saygıyı büyüklere hürmeti, küçüklere muhabbeti öğretmeye çalışan birer örnektir. ƏLİBƏYLİ’nin eserlerindeki akıcılık, ahenk, doğallık ve samimiyet hemen göze çarpmaktadır. Bu üslup onun eserlerini zorlanmadan, içten gelen bir coşkuyla kaleme almasından kaynaklanmaktadır. Onun bu doğallığı çocukları çok sevmesinden ve hep onlarla birlikte olmaktan zevk almasından kaynaklanmaktadır. 

2007 yılında aramızdan ayrılan Hanımana Elibeyli’nin eserleri resmî kurumlar (Millî Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı) ya da özel yayınevleri tarafından yayınlanmalı ve böylece şairenin ülkemizdeki çocuk edebiyatı yayıncıları, yazarları ve okurlarınca tanınması sağlanmalıdır.

KAYNAKLAR

1-Hanımana Elibeyli, “Eserleri 1-2”, Avrasiya Press,  Bakı, 2008,

2- Recep Albayrak Hacaloğlu, “Azeri Türkçesi Dil Kılavuzu”, Ankara, 1992

📆 26 Nisan 2021 Pazartesi 00:26   ·   💬 0 yorum   ·